- Vakitlerini çalışarak geçirirler, yaşamın zenginliklerinden tatmazlar
Alışkanlıkları gereği her gün bir önceki günün üzerine +1 koymak üzere yola çıkarlar. Ancak yaşamın farklı zenginliklerden oluşan bir bütün olduğu gerçeğini göz ardı ederek, genel olarak tüm vakitlerini maddiyat ve prestij gibi konulara ayırırlar.
- İş dışı ilişkileri ve sosyal çevreleri zayıftır, yalnızdırlar.
Yoğun çalıştıkları için ailelerine vakit ayırmazlar. Bu da daha fazla boşanma ve sorunlu çocuk davranışlarına sebep olur.
Araştırmalara göre zengin aile çocuklarında depresyon, anksiyete ve madde bağımlılığı ihtimali, daha az refah sahibi ailelerden daha yüksek.
- Her şeyin sonucuna ve çıktısına odaklanırlar, süreci yaşamazlar
- Hayatın başarılarla örülü bir yol olduğunu düşünür, yeni başarılar ararlar
- Başarılı oldukları ve bildikleri alanlar dışında adım atmaktan ve yenililerden kaçınırlar
- Sahip olduklarını kaybetme korkusu duyarlar
Kendilerini başkalarıyla kıyaslarlar. Etraflarında zengin insanlar arttıkça, yeterince zengin olmadıklarını düşünürler, kıyaslama sürekli devam eder. Varlıklı hissetmek referans grubundaki diğer insanlarla karşılaştırmakla ilgilidir. Bu yüzden sorun, zengin insanların neye sahip oldukları ya da olmak istedikleri değil, statülerini korumak için neye sahip olmaları gerektiğini hissetmeleridir.
- Boş durmayı ve sıkılmayı sevmezler
Sıkılmanın yaratıcılığı artırdığı noktasında bir çok çalışma var. Yine aynı şekilde beynin farklı bölümlerini çalıştırmanın da üretkenliği artırdığı yönünde. Ancak zengin insanlar tüm vakitlerini bildikleri birkaç şey çerçevesinde yürüterek, sıkılmalarına ya da boş durmalarına imkan yaratmazlar.
- Sürekli mutluluk arayışı içinde yaşarlar
İnsanın yaratılışı gereği mutsuzluk, sıkılma gibi hislere sahiptir ve bu hisler yaşamda kalma adına büyük önem taşımaktadır. Ancak günümüzde sürekli aşılanan “her anında mutlu olmalısın” mesajı, insanın varlıkları arttıkça daha baskın bir dürtüye dönüşüyor. Sürekli mutluluk arayışı da kalıcı mutsuzluk yaratır.
- Her şeyin mükemmel olması için çabalarlar
- Kendileri dışındaki dünyayı ve insanları yönetmek isterler
- Her zaman daha iyisine odaklandıkları için, sahip olduklarını yetersiz bulurlar
- Ölçme ve kıyaslama içgüdüsüyle hareket ederler. Zenginlik ölçülebilen, mutluluk ölçülemeyen kavramlardır. Bu nedenle alıştıkları ölçümlenebilen kavramın dışında ölçemedikleri ile mutsuz olurlar. Onlar için belirsizdir.
- Güven sorunu yaşarlar. Etraflarındaki insanların kendilerinin maddi imkanlarından dolayı yakınlarında olup olmadığı endişesini taşırlar.
Zenginlik, izolasyona neden olur çünkü daha fazla para kazanmak, insanları mesafelerini korumaya yatkın hale getirir. Ya da başkalarına ihtiyaç duymayabilir.
- Hatalarının normal insanların olduğundan daha büyük sonuçlara sebebiyet vereceğini düşünürler, bu nedenle her zaman dikkatli olmak yorucu olur.
İlgini Çekebilir
Biz Salı İnsanlarıyız.
Hepimizin öğretmeni Morrie Schwartz’a saygılarımız, bizi Morrie ile tanıştıran Mitch Albom’a sevgilerimizle…
Her hafta Salı günleri hayat ve hayatın içindeki konular üzerine bir araya gelmek seni de keyiflendiriyorsa aramıza katıl, her Salı mailini kontrol etmeyi unutma.